Kromatografi Yazı Dizisi – 1: Kromatografinin İcadı

Kromatografi Yazı Dizisi-1
Kromatografinin İcadı

Kimyasal Bir Prizma

İlginç bir rastlantı eseri, bu bilim adamının adı ve mesleği buluşuyla uyum gösterir.
O bir botanikçiydi ve adı Mikhail Tsvet’ti. Tsvet, Rusça’da renk demektir.
Botanikçi Tsvet, klorofille ilgileniyordu. Bildiğimiz gibi klorofil, yeşil yaprakların rengini veren maddedir.
Ayrıca Profesör Tsvet, birçok kimyasal yöntem de biliyordu. Özellikle, pek çok gaz ve sıvıyı yüzeyinde alıkoyan (adsorblayan) maddelerin (adsorblayıcı) var olduğunu biliyordu.
Bir yaprağı, yeşil renkli bir posa haline gelinceye kadar ezdi ve alkole koydu. Posa rengini kaybetti, yani renk veren madde alkol tarafından tamamen özütlendi.
Sonra bir cam tüpe, benzenle hafifçe nemlendirilmiş tebeşir tozu doldurdu; klorofilli çözeltiyi bu tüpe boşalttı.
Tebeşirin üst tabakası yeşile döndü.
Bilimadamı, tüpteki tebeşiri damla damla akıttığı benzenle yıkadı. Yeşil halka kımıldadı ve aşağı doğru inmeye başladı. Sonra (vay canına!) farklı renklerde çeşitli bantlara ayrıldı. Bir sarı-yeşil, bir yeşil-mavi ve üç de farklı tonda sarı bant oluştu. Botanikçi Tsvet’in gözlemlediği, tuhaf bir görüntüydü. Bu görüntü, kimyacılar için son derece önemli bir buluşa yol açtı.
Bu, klorofilin, farklı ama molekül yapıları ve özellikleri birbirine yakın birkaç bileşiğin karmaşık bir karışımı olduğunu gösterdi. Bugün klorofil diye adlandırılan madde, bu bileşiklerden yalnızca biri ve en önemli olanıdır. Çok basit bir yöntemle, şimdi bu maddelerin tümü birbirinden ayrılmıştır.
Onların hepsi tebeşir tarafından adsorplanmıştı ama her biri farklı biçimde. Her bileşiğin tebeşir tozu yüzeyinde alıkonma kuvveti farklıydı. Benzen (çözücü) tüpten geçerken, maddeleri belirli bir sırayla taşıyordu. Önce daha az kuvvetli tutulanlar, sonra daha kuvvetli tutulanlar taşınıyordu. Ayrılmaya bu neden oluyordu.
Bir prizma güneş ışığını nasıl spektrum renklerine ayırırsa, adsorblayıcı kolonu da (kimyasal prizma) çeşitli maddelerden oluşan karmaşık karışımı bileşenlerine ayırmaktaydı. Tsvet 1903’te bulduğu bu yeni analiz yöntemine kromatografi adını verdi. Kelime, Yunanca “renk yazma” anlamına gelir.
Günümüzde, kimyasal “renk yazma” yöntemi, dünyanın bütün analitik laboratuvarlannda en önemli araçlardan biridir.
Ancak pek çok bilimsel buluşun garip bir kaderi vardır. Bazıları yıllarca unutulur ve sonra bilim ufkunda yeni doğmuş bir yıldız gibi parlar. Kromatografi de böyle oldu. O gerçekte kırklı yıllarda hatırlandı ve bir daha asla unutulmadı.

HPLC
Günümüzde kullanılan bir kromatografi çeşidi: HPLC

Kaynak: Vlasov L. ve Trifonov, (2001). “107 Kimya Öyküsü”, 16. Basım, Tübitak Popüler Bilim Kitapları, Ankara. Ayrıca bu güzel kitabı dilimize çeviren Nihal Sarıer’e teşekkürler.

Bir cevap yazın